Post-Empresyonizm, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve Empresyonizm akımına tepki olarak gelişen bir sanat akımıdır. Post-Empresyonist sanatçılar, Empresyonistlerin doğayı olduğu gibi resmetme çabasına karşı çıkarak, eserlerinde daha çok kendi duygularını ve yorumlarını ifade etmeye çalışmışlardır. İzlenimcilikteki sınırları aşarak, resimlerine kendi kişiliklerini eklemek istediler.
Post-Empresyonizm akımının en önemli temsilcileri arasında Vincent van Gogh, Paul Cézanne, Paul Gauguin ve Henri Matisse yer almaktadır. Bu sanatçılar, Empresyonistlerin aksine, doğayı olduğu gibi resmetmek yerine, onu kendi yorumlarına göre yeniden yorumlamışlardır. Örneğin, Van Gogh, eserlerinde doğayı canlı renkler ve hareketli fırça darbeleriyle resmetmiş, Cézanne ise geometrik şekiller kullanarak doğayı soyut bir şekilde yorumlamıştır.
Post-Empresyonizm akımı, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan diğer sanat akımlarını da etkilemiştir. Örneğin, Kübizm ve Soyut Ekspresyonizm akımları, Post-Empresyonizm'den etkilenerek ortaya çıkmıştır.
Post-Empresyonizm akımı, sanat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu akım, sanatçıların doğayı olduğu gibi resmetme çabasından uzaklaşarak, kendi duygularını ve yorumlarını ifade etmelerine olanak sağlamıştır. Post-Empresyonist sanatçılar, eserlerinde farklı teknikler ve stiller kullanarak, sanatın sınırlarını zorlamışlardır.
