Guardian gazetesinden Jonathan Jones, “Sanatçıların sırf cahil ve zengin koleksiyonerler tarafından satın alınsın diye yarattığı sıkıcı ve acınası eserlerle dolu bu ticari etkinlik, çağdaş sanatı ehlileştirerek onu katletti” cümlesine yer verdiği bir Frieze London eleştirisi kaleme aldı.
İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi bu ayın ortalarına kadar devam eden sanat fuarı Frieze London için sert bir eleştiriye yer verdi. “Yüzde birlik kesimdeki zengin ama zevksiz kesime hitap eden sanat mezarlığı” başlıklı yazıda “Sanatçıların sırf cahil ve zengin koleksiyonerler tarafından satın alınsın diye yarattığı sıkıcı ve acınası eserlerle dolu bu ticari etkinlik, çağdaş sanatı ehlileştirerek onu katletti” yorumu yer aldı. Jonathan Jones’un kaleme aldığı yazı şu şekilde devam etti: Damien Hirst’ün Frieze’deki yeni resimlerini görmenin verdiği derin üzüntüyü tarif etmek mümkün değil. Büyük bahçelerin olduğu resimlerde fotogerçekçilik bulanık bir hal almış ve Hirst resimleri Pollock’un tekniğine benzer şekilde damla damla sıçratılmış boyalarla bezeyerek bu dandik figürlere çaresizce hayat vermeye çalışmış. Bu eserler, şık stantlarıyla sanat fuarının büyük beyaz çadırını dolduran sanat tacirlerinin en güçlülerinden biri olan Gagosian’ın yıldızını parlatıyor. Ama kimse buna kanmış gibi görünmüyor. Zengin koleksiyonerler, ağzı laf yapan satış görevlileri, kızım ve benim de bulunduğum VIP bölümünde çok az kişi Hirst’ün resimlerine dönüp de tekrar bakıyor.
“Ne Yazık ki O Bir David Hockney Değil”
Yazının devamında Hirst’ü eleştirmeye devam eden Jones, “90’ların başında Hirst sanatı tekinsiz, aykırı ve sanki dünya için önemli bir şeymiş gibi gösteriyordu. Şimdi bahçeleri resmediyor – ki bunu doğru dürüst yapsa gerçekten harika olurdu. Ama ne yazık ki o bir David Hockney değil. Hala gerçek dünyayı resmetme konusunda zerre kadar yeteneği yok. Hirst’ün kendi eliyle yaptığı “düzgün” resimleri ilk kez sergilemesinin üzerinden 14 yıl geçti. O zamandan beri meslek hakkında hiçbir şey öğrenmedi. Hâlâ kötü, yavan ve hayal gücünden yoksun ama bir şekilde, güya “yeni”nin ne olduğunu bizlere tanımlayan bu sanat fuarının merkezinde büyük bir sergi açabiliyor. Hirst’ün iç daraltan horlamaları şeklinde adlandırdığı Gizli Bahçeler’in (Secret Gardens) berbatlığı aslında sadece onun çöküşünün kanıtı değil. Aynı zamanda bu eserlerin buradaki en sönük çalışmalar olmaktan çok uzak olması. Hirst, yaşlılık döneminde bile, insana beklenmedik, heyecan verici çağdaş sanat eserlerini görmenin nasıl bir şey olduğunu belli belirsiz hatırlatan, zevksiz bir cesarete sahip. Ancak bu eserlerde bundan nasibini alan çok az şey var” cümlelerini yazdı.
“Köhne ve Vasat”
“Bu yıl Frieze’de soyut monokromlardan müstehcen duvar resimlerine kadar o kadar çok resim var ki, resim olmayan bir şeyle karşılaştığınızda ona takılıp kalıyorsunuz. Gillian Wearing, yüzünün gerçek bir maskesini ve vücudunun bazı parçalarının replikalarını kalın bir zincire asarak dev bir bilezik yapmış: gerçekten de huzursuzluğun heykeli. Wearing gerçeküstü ile adeta dans ediyor, ancak yüzündeki boş ve kusursuz ifade her şeyi fazlasıyla gerçek kılıyor. Eser, kabus dolu ve esrarengiz şeyler arasında gidip geliyor” diye devam eden Jones Wearing’i övüyor. Bu yılki Frieze London’la ilgili “köhne ve vasat” yorumunu yapan eleştirmenin fuarda eserlerini beğendiği diğer isimler arasında Glenn Brown ve Gary Hume yer alıyor. Hume için “Yeşillikler arasından adeta zehir zemberek şiirler gibi yükselen devasa pembe çiçeklerden oluşan tablosu, Hirst’ün bahçe resimlerinde eksik olan tüm gizeme sahip” diyen eleştirmen “Wearing, Brown ve Hume, çağdaş sanatın ilgiyi üzerine çekmek için canla başla mücadele ettiği ve ısrarla önemli olduğunu savunmak zorunda kaldığı bir dönemde – en azından Britanya’da, bu sanattan hoşlanmanın son derece radikal olduğu bir dönemde – isimlerini duyurdular” diye devam ediyor.