Caspar Friedrich David’in Sis Denizinin Üzerindeki Gezgin tablosu, Romantik sanatın en önemli örneklerinden biridir. 1818 yılında yağlı boya olarak yapılan bu tabloda, koyu yeşil bir palto ve bot giyen bir adam, bastonuyla birlikte sisli bir manzaraya bakmaktadır. Adamın arkası izleyiciye dönüktür ve yüzü görünmemektedir. Bu, ressamın sıkça kullandığı “Rückenfigur” tekniğidir. Bu teknik sayesinde, izleyici resimdeki kişiyle özdeşleşebilir ve onun gördüğü manzarayı hissedebilir.
Resimdeki manzara, Almanya’nın Elbe Kumtaşı Dağları’ndan ilham alınarak yaratılmıştır. Kayalıklar, ağaçlar ve dağlar, sisin arasından belirginleşmektedir. Gökyüzü ise neredeyse soyut bir hâl almıştır. Resimdeki renkler, mavi ve pembe tonlarıyla birlikte, manzarayı daha canlı ve parlak göstermektedir.
Resim, Romantik sanatın temel özelliklerini yansıtmaktadır. Romantik sanat, Aydınlanma döneminin mantık, rasyonalizm ve düzen gibi değerlerine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Romantik sanatçılar, duygu ve hayal gücünü ön plana çıkarmış, doğanın insanlardan daha güçlü ve etkileyici olduğunu vurgulamıştır. Friedrich, bu resimde, doğanın uçsuz bucaksız ve bilinmeyen güzelliğini, izleyiciye bakan bir gezginin gözünden sunmuştur.
Friedrich, resimlerinde kendi iç dünyasını da yansıtmıştır. Genç yaşta aile fertlerini kaybeden ressam, eserlerinde melankolik ve kasvetli bir atmosfer yaratmıştır. Resimdeki gezgin, yalnızlığı ve arayışı simgelemektedir. Bazı kaynaklar, resimdeki gezginin ressamın kendisi olduğunu iddia etmektedir. Bazıları ise, gezginin Alman ordusundan Albay Friedrich Gotthard von Brincken olduğunu söylemektedir.
Friedrich’in resimleri, 1930’larda Hitler ve Naziler tarafından ideolojik amaçlarla kullanılmıştır. Bu nedenle, ressamın mirası uzun süre zarar görmüştür. Ancak 1970’lerden itibaren, sanat tarihçileri, Friedrich’in çalışmalarını, Soyut Ekspresyonistlerin çalışmalarıyla ilişkilendirmeye başlamıştır. Bugün, Friedrich, Alman Romantizminin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilmektedir.